Yenidoğan ölümleri: ‘Hastanelerin kamuya devri çözüm olabilir’
“`html
İstanbul’da Yenidoğan Ölüm Davası Başlıyor
İSTANBUL – Türkiye, uzun süredir gündemini meşgul eden yenidoğan ölümleriyle ilgili davanın duruşmalarına bugün Bakırköy Adliyesi’nde başlanıyor. 12 bebeğin ölümüne sebep olan çetenin üyeleri mahkeme önüne çıkarken, bu durum özel hastaneler ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi konusunu yeniden alevlendirmiş durumda. CHP lideri Özgür Özel, soruşturma kapsamında adı geçen özel hastanelerin kamulaştırılması gerektiğini dile getirdi.
Özelleştirilen Sağlık Hizmetleri ve Eleştiriler
Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından uzun zamandır eleştirilen bir konu. Yapılan sağlık reformlarının etkisiz kaldığı ve hizmet kalitesinin düştüğü yönünde sıkça eleştirilen ifadeler var. Peki, sağlıkta özelleştirme süreci ne zaman başladı? Günümüzde yaşanan gelişmeler bize ne anlatıyor? Kamulaştırma, bir çözüm yolu olabilir mi?
Sağlıkta Dönüşüm Süreci
Türkiye’de sağlıkta dönüşüm programı, 1986 yılından itibaren Dünya Bankası’nın desteğiyle yürütülmeye başlandı. 1986 ile 2003 yılları arasında bu programı hayata geçiremeyen koalisyon hükümetleri, daha sonra özel sektörün sağlık alanındaki etkinliğini artırdı.
2002 sonrası özel hastaneler ve sağlık sektörü hızla büyüdü; TBB raporlarına göre sağlık hizmetlerinin yaklaşık %30’u özel sektör tarafından sağlanmaya başladı. Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 2016 Ekim ayında, sağlıkta dönüşüm programının ikinci aşamasının başlaması gerektiğini açıklamıştı. Bu bağlamda, kamu özel ortaklığı (KÖO) modeli ile inşa edilen ‘şehir hastaneleri’ kavramı doğdu.
Kamu ve Özel Hastane Sayılarındaki Değişim
2002 yılında Türkiye’de özel hastanelerin sayısı, kamu hastanelerinin üç katından daha fazlayken, bu sayı günümüzde oldukça değişti. TÜİK verilerine göre, özel hastane sayısı, kamu hastanelerinin yarısından fazlasına ulaştı. TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Güzide Elitez, şehir hastanelerinin kentlerin dışına taşınmasının, özel hastanelerin sayısındaki artışa yol açtığını belirtti. Elitez, 2002 yılında Türkiye genelinde 217 olan özel hastane sayısının 2024 yılı itibarıyla 565’e ulaşacağını öngördüğünü ifade etti.
Sağlık Bakanlığı’nın Durumu
Bu durum, Sağlık Bakanlığı’nın ‘kiracı’ konumuna düşmesine neden oldu; bakanlık, şehir hastanelerini inşa eden şirketlere en az 25 yıl süresince kira ödeyecek. 2018’de TTB, şehir hastanesi yapan firmalara %70 oranında doluluk garantisi verildiğini belirtmişti.
Yatak Sayısında Sıkı Artış Oluyor
Yatak sayısındaki artış da dikkat çekici. 2002 yılında 12 bin yatak bulunan hastanelerde, 2016 yılının sonunda bu rakam 47 bine kadar yükseldi, günümüzde ise 50 binden fazla yatağa ulaşıldığı tahmin ediliyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 200 binden fazla hekim görev yapıyor ve bunların neredeyse 40 bini özel sektör hastanelerinde çalışmakta.
Bebek Ölüm Oranları Kaygı Verici
Uluslararası sağlık otoriteleri, bir ülkenin sağlık hizmetlerinin kalitesini bebek ölüm hızı ile değerlendiriyor. Türkiye’de bu oran binde 9 civarında; OECD ve Avrupa ülkeleri ortalamasının neredeyse iki katı seviyesinde. Hastalar, devlet hastanelerinde randevu bulmakta zorlanınca özel hastanelere yönelmekte. Dr. Elitez, “Bebek ölüm hızı 2024 verilerine göre 2023 yılı itibariyle bir artış gösteriyor. Tüberküloz ve kızamık gibi hastalıkların geri dönüşü ise oldukça endişe verici” dedi.
Mesleki Müdahaleler ve Sorunlar
Özelleştirme politikalarının getirdiği sorunları aktaran Dr. Elitez, sağlık sistemindeki karmaşanın giderek büyüdüğünü belirtti: “Hekimlerin çalıştıkları alanlar kiralama, maliyet paylaşımı gibi sorunlarla karşı karşıya. Aile Sağlığı Merkezleri gibi küçük ölçekli işletmeler, hekimler için ek mali yükler getirmekte.”
“İkinci ve üçüncü basamakta da performans baskısıyla daha fazla hasta muayene edilmeye zorlanmakta. Maalesef ki bu durum, hekimlerin tanı koyma süreçlerini hızlandırma adına gereksiz yere daha fazla tetkik istemelerine neden olmakta” diye ekledi. Muayene sürelerinin kısaldığını ve nitelikli sağlık hizmetine erişimin zorlaştığını vurguladı.
Özel Hastanelerde Suistimal ve Yozlaşma
Özel hastanelerle ilgili kaygılar ise devam etmekte. Dr. Elitez, kamu kaynaklarının SGK aracılığıyla özel hastanelere aktarıldığını belirterek, “Yenidoğan yoğun bakım skandalının yanı sıra ilaç ve malzeme sektörü üzerinde de suistimaller yaşanıyor.” dedi.
Kamu Hastanelerine Yöneliş Artıyor
Elitez, şehir hastanelerinin ulaşım zorlukları ve artan yol masraflarının, birçok dar gelirli hastayı özel hastanelere yönlendirdiğini ifade etti. Hastaların sağlık harcamaları her geçen gün artmakta; özel hastanelerdeki katkı payı, 2008’den bu yana %200’lere kadar ulaşmış durumda.
Kamulaştırma Çözüm Olabilir mi?
Elitez, yaşanan skandallar sonrası kamulaştırma politikalarının önemine vurgu yaparak, “Bu hastanelerde çalışan pek çok sağlık çalışanının haklarının korunması gerekiyor. Kamulaştırma, mevcut sorunların çözümüne yardımcı olabilir.” şeklinde düşüncelerini dile getirdi.
“`